20 Haziran 2008 Cuma

Yıkık - Dökük

Şimdi yazacağım şeyler sonucunda bazılarının bana "sen yaşlanmışsın" "ev hanımı olmuşsun" "ohoo ölmüşsün kızım sen" gibi şeyler demesine açığım. Buyrun...

Geçenlerde 22 yaşımı bitirip 23'e girdim. Nerdeyse bitmiş bir okulum, ucundan pek de tutmasam bu aralar belli bir iş durumum, çevremde de beni seven bikaç insanla hayatımı devam ettirmekteyim. Doğum günü dolayısıyla herhangi bir yaş kompleksine girmesemde, yaşadığım olaylar çerçevesinde yaşın ağırlığını sırtımda hissetmekteyim. Daha 23 neki diyeceksiniz ama ailem bana 23 yıldır bakıyor. Kendi kendine yemek yapabilir, tuvalete gidebilir, hayatımın bu tarz temel ihtiyaçlarını karşılayabildiğinle bitmiyor bu bakım. 23 yıldır bu insanlar benim için para ve sabır harcıyorlar. Ondan dolayıdırki yaptığım her hata kendi adıma küçükte olsa aileme karşı büyük bir utanç benim için.

Şimdilik burda anlatmak istemediğim, zamanı gelince anlatıp okuyanlara da akıl verebileceğim çok çeşitli olaylar geçiyor başımdan. Bu olaylarda her nekadar diğer insanların etkisi çok büyük ve elle tutulabilir de olsa, tabiki asıl salaklık bende. Herkez kendi iradesiyle hareket edebilmeli, kendi paranı kazanmaktan da önemli bir durum bu. Kendi kararlarımı kendim verebildiğim gün kendimle tekrar övünebileceğim. Ama şimdilik çok uzak bu bana.

Ve tüm bu olaylar çerçevesinde yurt dışında yüksek lisans gibi hayallerimi çöpe attım. Seneye kendi okulumda devam etmek adına yüksek lisansa başvuracağım. Ozamana kadar bir mucize, güven patlaması filan yaşarsam ancak bu kararımdan vazgeçerim ama bu güven patlaması en son nezaman olmuştu ki? Ya da hiç oldu mu ki?

Diyorum ki cidden kötü bir haber alsam da bütün bu olaylar onun yanında küçücük kalsa...

Ya da yok yok demiyorum vazgeçtim, bukadarı bile yetti bana...