24 Haziran 2011 Cuma

herkes okuyacağı için buraya birşey yazamıyorum artık, sadece benim okuyacağım birşeyler lazım bana. güven lazım.

10 Haziran 2011 Cuma

8'inde o alttaki yazıyı yedirdiler bana biraz.

gerçi lafım geneldi ama yine de teşekkür ederim.

7 Haziran 2011 Salı

Yarın benim...

Bizim ailede doğum günleri resmen kutsaldır. Kimin doğum günüyse o gün, o ne isterse yapılır elden geldiğince. Mutlaka pasta kesilir mesela, ufakta olsa bir hediye alınır. Benim doğum günlerimde mesela, çocukken ben, tüm arkadaşlarım eve çağırılırdı. Şimdi düşünüyorum da annem için ne zor bir işmiş aslında, onca pasta börek, onlarca çocuk evde, onların sorumluluğu filan... Annemin doğum günlerinde de ama aile bir arada olurdu mutlaka, yine arkadaşlar çağırılırdı çoğunlukla. Babamınki zaten sevgililer gününe denk geliyor :) Ben böyle bir ailede büyüdüm işte. En ufak bahane ile birbirine kenetlenen, en ufak bahane ile o günü "güzel" bir gün haline getiren bir aileyle.
Tamam her seferinde de cennet gibi yaşamadık doğum günlerini, unuttuğumuz bile oldu. Ama zannediyorum ki bu güzel doğumgünü partisi havasından ben üniversiteyi kazandığım gibi çıktım, resmen "out" oldum. Evet, bizimkiler o konuda resmen bir Avrupa ailesi gibi davrandılar, ben üniversiteye gittiğim anda artık doğum günlerim benim sorumluluğumdu. Şimdiye kadar kimse de benim için, annemle babamın yaptığı gibi bir fedakarlıkla o doğum günlerini kutlamadı. Aslında sorun değil, yani ben başkaları için yaptım mı ki? Tamam 1-2 defa elimden geldiğince uğraştım ama bu kimseyi sorumlu ya da borçlu hale getirmez.
Biliyorum aslında sorun bende, yani sadece doğum günleri için değil genel olarak sorun bende. Sıcaklık, samimiyet sorunlarım var benim, biliyorum, sebeplerini de tahmin ediyorum. Ama yinede güceniyorum galiba, bunun başka açıklaması olamaz, gözlerimin dolmuş olmasının yani...